抖阴社区

10

2.8K 131 10
                                        

Gözümü kör etmeye çabalayan güneşle kolumu gözlerimin üzerine kapatımıştım. Kalın kazağım yüzünden nefes alamayınca kafamı diğer tarafa çevirmiştim. Kıstığım gözlerimle komodinin üzerinde gördüğüm saatle yerimden kalkmıştım.

Ellerimi yüzüme bastırdığımda şişen suratımı daha net hissetmiştim. Bana ne vermişlerdi acaba diye düşünerek yataktan çıktıp yorganı katladım. Dün gece odaya geldiğim gibi yatağa yatmıştım. Çantamın Muratın arabasında olduğunu hatırladığımda dudaklarımı bir birine bastırdım.

Kazağımı çıkardığımda altındaki tişört işi bir nebze kurtarıyordu. Saat 9 buçuk olmadan yüzümü yıkayıp banyodaki açılmamış diş fırçalarından biriyle dişlerimi fırçalamıştım. Yavaş adımlarla aşağıya indiğimde dünün aksine her kesin morali daha iyi gibiydi.

Yemek masasına geçtiğimde elinde tabakla mutfağın kapısından bana bakan kadınla duraksamıştım. Yüzündeki o anaç ifade hoşuma gitmişti. Tabağı masaya bırakıp gülümseyerek kollarını açtı. Bana doğru geldiğinde yerimden kalkıp karşılık vermiştim.

Bu hareketime şaşıran yüzlerle kaşlarımı çatmamak için kendimle mücadele vermiştim. Ben bana kim nasıl gelirse öyle karşılık verirdim.

"Kuzum benim." Boyu benden kısa olmasına rağmen eğildiğim için sarıldığı halde saçlarımı okşuyordu.
"Hoş geldin evine güzel kızım." Beni bıraktığında ayrılmıştık ama elimi tutmaya devam ediyordu.

"Hoş bulduk." Dediğimde gülümsemesi olabilirmiş gibi biraz daha büyümüştü. Duygulandığı için gözleri dolsa bile yüzündeki umut bunu gölgede bırakıyordu. Masada oturanlar bizi izlerken Ege dayanamayıp Murata eğilmişti.

"Abi ablam Nezoşu tanıyor mu?" Sesini ayarlayamadığı için hepimiz duymuştuk.

"Tanıyor tabii paşam. Benim kucağımda uyurdu senin ablan. Ben gelmeden susmazdı. Annen arada kıskanıp kızını bana vermezdi." Açık konuşmak gerekirse kadını tanımıyordum. Sadece kollarını açarak geldiğinde ona karşılık vermeseydim ayıp ederdim.

Kadın bana döndüğünde elimi bırakmadan gözlerime baktı.

"Adını değiştirdiler mi kuzum?" Bu kadar düşünceli olması istemsizce gözlerimin büyümesine sebep olmuştu. Gülümseyip kısaca kafamla onaylamıştım.

"Adım Eylül." Dediğimde gülümseme eksik olmayan yüzüyle bana baktı. Elimi okşayıp bıraktığında eliyle sandalyemi göstermişti.

"Hadi geç kahvaltını yap. Böreği fırından çıkarıp geliyorum." Yerime oturmamla önümdeki su bardağından su içmek için dudaklarıma götürmüştüm. Resmen yüzüme çarpan deterjan kokusuyla hapşurdığımda kendimi durduramayacağımı biliyordum.

Koku çok ağırdı.
"Çok yaşa." Demelerine karşılık vermeden bir daha hapşurmuştum. Durmadan hapşurmamla Mahirin burnuma tuttuğu peçeteyle bir daha hapşurmuştum. Yemek masası ve üzerindeki her şey buram buram deterjan kokuyordu.

Elini çekip ayağa kalktığımda yüzümü buruşturdum. Gitmeden dönüp açıklama yaptım.
"Koku çok ağır geldi kusura bakmayın." Üst kat banyoda yüzümü yıkayıp odadaki ceketimi giyinmiştim. Kazağı belime bağlayıp indiğimde yemek masasını gördüğüm kapı pervarından içeriye baktım.

"Murat arabanın anahtarını versene." Murat elini cebine attığında anahtarını bulamadığı için eliyle arka ceplerini de yoklamıştı. Tabii bulamazdı anahtar muhtemelen Mahirde kalmıştı.

"Kuzum gelip yesene nereye gidiyorsun?" Kadının yerleştirdiği gül böreklerine baktığımda aklıma Meyveş gelmişti. Derin bir nefes aldığımda kadına döndüm.

Eylül~ger?ek aileHikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin